Tuesday, September 30, 2014

"Yalnızlık" Ödüllü kısa film ve Ya Hep Ya Hiç



31 Ağu 2014 tarihinde yayınlandı

Konu hakkinda dusunceleriniz nedir ?
"Yalnızlık" Ödüllü kısa film... insan psikolojisi
psikolojik durum

...............................


Ya Hep Ya Hiç

Daha ne kadar birlikte yaşayacağız..?
Bunun kararını ben veremem..
Ya kim verecek..?
ikimiz...
Güldürme beni...
Senden ayrılmam mümkün değil..
Sen istediğin gibi yaşamayı sürüdürdün..tüm itirazlarıma rağmen, evlendin bile...sonra ayrıldın..ya ben? Başkasıyla yaşamam senin felaketin olurdu..beni hiç düşündün mü? Neler çektiğimi tahmin ettin mi..?Sadece bana acıdın..susmalarımı olumlu bir yanıt olarak algıladın..bildiğini okudun..
Başkasıyla yaşaman mümkün değildi..bunu biliyorsun..ayrılamazdık..kopamazdık..
Bu konuda herhangi ciddi bir teşebbüste bulunmayı reddettin..bir psikoloğa danışamayı bile denemedin..kendi bildiğini okumayı sürdürdün..yeter artık..yaşlandım..ama, bir kere olsun sevmek sevilmek nedir tatmak istiyorum..bu benim en doğal hakkım
Benden ayrılman mümkün olsa bile..seninle kim evlenir..? Düşünsene..!
Evet akılsızım..çirkinim..kendi başıma hareket etme yeteneğim bile yok..ama beni gerçekten sevecek birisi mutlaka çıkacaktır..bu dünyada yaratılmış herkesin bir nasibi var..
Saçmalamağa başladın gene..! Hadi geç kaldık senin bu zırvalarını çok dinledim.. işe geç kalıyorum..
Beyefendinin işi herşeyden önemli..sokağın çocukları seni bekliyor..ayrılamazsın onlardan..bekçi Bekir geliyor savulun gecenin yarasaları!
Bırak alay etmeyi..çıkıyorum..düdüğüm nerede..? O çocuklar varediyor beni..bunu unutma..onlar sayesinde ekmek yiyoruz..
Boynuna asılı baksana..bunamağa başladın..emekli olamazsın..sokakta öleceksin uyuz bir it gibi..zehirleyecekler seni ..
Yeter yeter artık bıktım senden..beni bir gölge gibi takip etmenden; bıktım çenenden..ancak sokağın gürültüsü senin çeneni bastırıyor..
Bıktı isen çaresine bak..ne duruyorsun..!? Utanıyor musun doktora gitmeğe..Bekçi Bekir in gururundan..dübürü görünmüyor!
Gül bakalım gül..Kocakarı çenesi..dırdırından usandım..tamam gideceğim..hemen bu gece nöbeti sonrası; gün ışır ışımaz bulacağım bir yolunu..yordamını..kopacağım senden..tamamen..! Ne halin varsa görürsün..Gerekirse emekli olup tüm parama yatıracağım..yeterki sen..
Bu kaçıncı kez söz verişin..şarkıya dönüştürdün...Kızman çok hoşuma gidiyor..soğuyunca unutmak yok değil mi..söz mü? Koca Bekçi Bekir sözünde duracak bu sefer..mutlaka! Bak, aynanın kenarına sıkıştırdığın pisikolog Rahmi beyin kartını unutma..kaç kez randevu almak için elini götürmüş vazgeçmiştin..
Bak şimdi gider ayak beni çileden çıkarmak için elinden geleni yapıyor..bıktım senin dinmek bilmeyen dırdırından..
İşine gelmiyor değil mi..yalnız kaldığında sadece benimle olmaktan, konuşmaktan zevk aldığını yüksek sesle açıklamana ne demeli..?
Deli saçması..çoraplarım, pabuçlarım..tabancam nerede..?
İhtiyarlayan tüm erkekler çocukluklarına dönerler..Unutkan..
Ve de masum..aptal..Bırak şimdi bana ders vermeyi.seninle aynı yaşta olduğumuzu unutuyorsun..!
Neden bana soruyorsun kaybettiklerini..
Evet aklımı yitirdim ben.. Aramak boşuna..seninle yaşamak zorunda olmasam..bilirdim ben yapacağımı..
Kaçacaktın değil mi..pılını pırtını toplayıp..sessiz sedasız kaçacaktın..Kaçamazdın.. Ben senin gölgenim..ayrılmaz bir parçanım..bensiz yaşayamazsın..bunu biliyorsun..belki bende sensiz..
Bir gece nöbeti daha başlıyor..savulun!
Tabii beyefendinin işi herşeyden önemli..iş iş iş.meşgulüm meşgulüm..biliyorsun ki seninle sadece evdeyken konuşabiliyorum..sesimi kaybediyorum..dilimi yutuyorum..
Sessiz çığlığımı duyan yok..sabrediyorum bütün gece..
Ekmek parası kazanmak kolay mı? Lokma aslanın ağzında..

.....

Artık bu tabanca ağır gelmeğe başladı..gerçi hiç kullanmak nasip olmadı ama..korkuluk gibi bir şey..bir düdük..birde cop neyime yetmez benim..
Açılın Bekçi Bekir geliyor..!
İşte geldim..Bu gece hava oldukca soğuk..kar yağacak sanki, karayere..!
Gece nöbetim başlar başlamaz her saat başı bu İstavrit sokağa girmek zorundayım..Dışarıdan ilgi uyandırmayacak denli gizlenmiş tepeciğin üzerinde; çamların arasında etrafı surlarla çevrili..minicik bir sokak..Sokağın etrafı sarmaşıklar sarmış, kurşun geçirmez kocaman bir demir kapısı var..Kapıda iki mavi bereli ve ikide kurt köpeği..ısırdı ısıracak.. Köpekleri severim.. Ama, korkarım hep tasmalılarından..Kapıdan girince karşılıklı dörderden sekiz villa ve en üstte de dokuzuncu villa..saraycık..Ülkenin idaresinden birinci derece sorumlu olanlar ve onların aileleri burada otururmuş..Dokuz haneli İstavrit sokağın sakinlerini hiç görmedim..Villaların önünde güvenlik kameraları ve altlarında kontrol düğmeleri var.. Sağ başparmağımı alttaki minik ekrana dokunur dokunmaz..beni tanır ve "Hello Mr BlackCat"..diye seslenir..Yani benim soyadımın ingilizcesi..Sevinirim, mekanik bir sesle Mr BlackCat denmesi, gururumu okşar..Her saat başı bu sokağın dokuz villlasına parmak basar, vazifemi yaparım..Villaların önünde çöp tenekesi bile yoktur..onun yerine bir bayrak direği..birer büst bulunur..Kimlere aittir bilmem..Muhacirim ben..
Bu sokağı severim, dilinle yalasan.. o kadar tertemizdir kaldırımları.... Ama, sanki kendi kendilerini hapsetmiş bunlar.. Korkuyorlar..kimden..belli değil.. Belki kendilerinden..Kapıda bir ambulans. Tepenin üzerinde harekete hazır bir helikopter..Kapının arkasında binicik odacıklar..belki bir bölük mavi bereli ve hizmetçi. Kamuflaj edilmiş herşey..maskelenmiş yüz gibi..gülüyor mu kızıyor mu anlamak güç...Saklanıyorlar.. Neden bilmem.. Kimden sormam.. soramam..Merak etsem bile..Yaşayamam ben bu sokakta kuş südüyle, havyarla besleseler bile...Ensemde her daim beni takip eden gözler var sanırım..tüylerim ürperir soğuk soğuk terlerim bu sokakta..
Mavi bereliler sadece göğsümdeki kimliği konrol edip..Geç! Derler.. Konuşmazlar benimle.. Öyle emir buyrulmuş onlara da..emir kulu her biri.. Benim gibi..
Bu sokağın nöbetini hizmette kırkıncı yılımı doldurunca verdiler..Herkese nasip olmaz bu devlet hizmeti dediler..Bir de gümüş kol saatı hediye etti mahallenin emniyet amiri..Elli seneyi doldurunca altın kaplama vereceğiz dediler.. Sağolsunlar..!

Aşağı mahallenin sokakları karanlıktır hep..
Veba mahallesinin piçleri..Camcı Halil'in fırlama çırağı seni.. Gene indirmiş sokakların camlarını..Evlerin, hele hele Rum ve Ermeni evlerinin camlarını kırmanı anlamasına anladık..ya sokak lambaları..ne zorun var ulan piç..? Polis arabalarını taşladığın yetmiyor mu? Başım belaya girecek amirimle..sizin yüzünüzden erken emekli edecekler beni..Gözlerim tavuk karası oldu olacak..sırtım bitleniyor mu ne.. Kaşıyamıyorum da..hep!
Çabuk yorulmağa başladım..düdük çalmağa bile nefesim yetmeyecek bu gidişle..Ama kimseler çakmamalı..sevinir domuzlar bana birşey olursa.. Bir kişi bile kapımı çalmaz..yalnız geberirim..
Birde..Ulan şu komşu Halime de olmasa açlıkdan ölecez..Kadın budu..pırasa..off fazla yemişim..öğütmüyor artık, midem taş gibi..
Kırk yıldır bekçilik yapıyorum bu mahallede.. Başka bir kente değil.. Mahalleye bile tayinim çıksa,yapamam.. Şaşırırım..bu mahallenin sokaklarını karış karış biliyorum.. Son seneler çehresi değişmeğe başladı..eskiden tam tamına muhacir mahallesiydi..
Mübadele kaçkınları..İşkodralılar, Grıbeneliler.. Priştineliler..Üsküplüler hep Kumru sokağına tünemişlerdi.. Şimdi kaç aile kaldı ki, parmakla saysan sayılır..Manastırlılar ve Selanikliler Kutsal sokakta kalmayı yeğlediler..Kutsal sokakta sokak hani ya..pembeye beyaza boyamışlar duvarlarını..onlar da tükeniyor yavaş yavaş.. Yeni yetmeler beğenmiyor Veba mahallesini..ismini değiştirmek akıllarından bile geçmiyor..kaçıyorlar lağım fareleri gibi..
Ben bile unutacağım Dramalı bir mübadilin torunu olduğumu..duvarımda sinek bokuyla süslenmiş sarı soluk resimlerden başka hiçbir iz kalmayacak..Dedeme Kara Kedi derlermiş..sivri sineği iki gözünün ortasından vururmuş..Debreli Hasan ın tek kızanıymış..Asıl adı Hüseyin miş..çakır gözlüymüş..mavice bakarmış ufka..Resmi var yatak odamın duvarında..pala bıyıklarına iki oğlak asılırmış..Zengini vurup soyup, fakire yedirir giydirirlermiş..

Hey breh! Açılın bekçi Bekir geliyor..!

Kumru sokak çok sessiz bu gece..köşe başındaki varilin içinden alevler de yansımasa..etraf aydınlanmayacak..zifiri..şu esrarkeşlerden bir türlü hazedemedim..tinerciler, barbutçular..kokereççiler neyse.. Ama, hapçılar da dadanmağa başladı sokağa..kapkaççılar da..tombalacılar da..
Armutlu sokağını çok severim..iki tepe arasına dizilenmiş evcikler..Koca şehrin ortasında minik bir varoş..Sokağın ortasında kara ben gibi duran bir yatır vardır..ziyaret denir, saygı gösterilir..efsunludur..dokunulmaz..Küçücük balkonlara dizilenmiş gazyağı tenekelerinden saksılar..acı biberler..mi istersin karanfiller mi. Manolyalar mı..hanımelleri mi.sardunyalar mı..kasımpatılar mı.. Kekik mi nanemi, anason mu..portakal mı..Kokularla bezenmiş renkli düşler gibidir..Gece bir başka ,gündüz bir başka kokar Armutlu.. Evlerin duvarlarına yaslanıp kestiresim gelir yaz geceleri..Martta sevişen sokak kedilerinin çığlıklarından geçilmez Armutluda..Armutlu da aşk başkadır..isyan kokar..teslim olmaz..teslim etmez sığınanı..Kumru sokak gibi vefasız değildir..Kadirşinastır..sokakların hasıdır..
Armutlunun hemen altından Zambak sokağa varılır..Mahallenin en kibar.. en hassas en gizemli sokağıdır.. Içine girince sanki pembe köşklere girmiş gibi hissedersin kendini..rengarenk duvarları sana hoşgeldin der..seni sen olduğun için neşeyle ağırlar..en bereketli sofralarını sana sunmak ister..enfes yemek kokularından geçilmez orada..ağzım sulanır gece vakti..off mide fesatı olacağım bu gidişle..bu kadar yenir mi bre Bekir!

Bu sokakları adım adım dolaşırım her gece.. Sabahadek..usanmadan..senelerce..
Kiminden hizmetimin karşılığını görürüm minik bir tebessümle bile olsa.. Kiminden küfür yerim yedi dilde..! Eskiden selam verirlerdi..sabahçı kahvesindekiler bile somurtuyor bana..Veba mahallesini tanımaz oldum.. Cüzzamlılar gibi yüzleri düşmüş..kimse gülümsemiyor..kaçıyorlar ışıktan..Camcı çırağı Sadık ın anası da cüzzamlıymış dediler..Eskiden çok güzelmiş haspa.. Karaköy de çalışırmış.. Sıraya girermiş mahallenin yeni yetmeleri..onun tenine dokunabilmek için..Cilvesine muamelesine ondan da hası yokmuş derler. mahallede..Kaç kez şikayetçi olmuş mahalleli, sokağın adı kötülenmiş.. O da Karaköy keranesine gitmek zorunda mı kalmış ne..Yoktur orospularla işim..Acırım ama, kader kurbanı sefilleri..
Belki onun için kırar be Sadık piçi sokak lambalarını..Karakol camlarını..Polis arabalarının lastiklerini bilem o şişler..muhakkak..
O da ne.. O gürültü ne..birisini mi haklıyorlar ne..?
Romatizmalı dizimim ağrısı.. şimdi zamanı mı breh! Düdüğüm nerde..?
Vay be gene unutmuşum antenli cep telefonunu evde..Yedi kez çalabilirsem düdüğü öbür mahalledeki bekçi Şakirin sağır kulağı duyar elbet..Düdüğün leblebisi nemlenmiş..ötmüyor bir türlü..!
Noldu.. Açılın bre ipsizler.. Kim..kimi biçmiş..?
Acılın breh erkek bozuntuları..açılın dedim size.. Burada kanun var!..
Şu tabanca tamda tutukluk yapacak zamanı buldu.. Boşa mermi harcama demişti amirim ama..
Açılın bre ahali, kanun var burda!
Hah şöyle hizaya gelin bakalım.. Tabanca sesi sizi adam eder..!
Kim soymuş bu yavrucağı.. Kim kana bulamış..!!Sadık evladım duyuyormusun bekçi Bekirim ben.. Ses ver yavrum..şişlemişler yavrucağı! Berbat etmişler.. Ulan allahsızlar!
Açılın..! Açılın..
Ne olacak be oğlum Şakir telefonu unutmuşum evde.. Düdükte çalışmadı..!
Hadi ara acili de ambulans göndersinler..deşmişler yavrucağı..Gocuğumu atayım bari üstüne..yazıktır sübyandır..mazlumdur..günahtır..
Açılın açılın..bu çocuğun anasına haber salın..! Hemen gelsin..
Hadi evinize .. Hadi gidin! Doluşmayın bakayım! Köçek mi oynuyor burada.. Çekin gidin!
Vukuatsız bir gece geçmeyecek mi.. allahım sen benim aklımı koru!?
Ulan ne istediniz bu yavrucaktan?
iki pencere, bir tencere için bu reva mı?
Hayır yeter artık.. Bu işin çivisi çıktı..bas istifayı diyor şeytan.. Çektir git!
Ya emeklilik..!?
Bekçi Bekir yıldı kaçtı dedirtmem ben adama!
Bu işin de kendisine göre bir raconu yok mu?
Tüyü bitmemiş polis ile aramdaki fark ne?
Mektep medrese göremediysem bu suçu neden hep bana yüklerler..!?
Her gece bir kaç cenaze çıkıyor bu mahalleden..!
Devlet başademiyor.. Ben mi.! Belki devlet bu mahallenin kendi kendisini kemirmesini, tüketmesini istiyor.. Belki işine geliyor arazi mafyasının.. Baştan aşağı yıkıp gökdelenler dikecek..gökyüzü kararacak..Belki de onlar çıkarıyor yangını tufanı..!
Bekçi Bekir .. Hadi oğlum.. Git evine..! Sabah olmadan gidersem..amirim ne der bana!
Bu sokakların selameti benden sorulur..! Pöh! İhtiyarladın oğlum Bekir..Karakedi fındık faresini bile yakalayamaz oldu!
Sokağın kara kedisi Sadık da gitti..
Götünüze kına yakın!
Bende gidiyorum lan.. İstavritiniz de Vebanız da Kumrunuz da sizin olsun!

..................

İstifayı basmanın sırasımıydı şimdi..? Nasıl geçineceğiz yarım yamalak maaşla..
Başka çarem olmadığını bal gibi biliyorsun..çok geç artık dilekçeyi geri alamam..!
Bu bilgisayarı almasını biliyorsun..her gece sabahlaradek ekranın başında pinekliyorsun..sırasımıydı böylesi masrafa girmenin..internet, telefon ücreti de cabası..
Kadın, susmazmısın sen biraz..! Geceleri uyuyamıyorum hala.. Gece bekçiliğinden kalan maraz..
Sosyal paylaşım sitelerinde gezinip duruyorsun.. Kimlerle lafladığını izliyorum..Ayıp ayıp..Kendinde küçük kadınlarla..Git kendine yeni iş bul..mesela..Boş zamanlarında en çok sevdiğin kitap okumayı da bıraktın..Kütüphanen toz altında, mahsur, mahsun!
Kerhanede bile bekçilik vermezler bana.. Rüşvetle çalışıyor tüm sistem..
Bulacağız bir yolunu muhakkak..! Şimdilik ne açız, nede açıkta..!Gün ola harman ola..
Kitap okuyamıyorum.. Bu doğru.. Internet yaşamımın bir parçası oldu.. Bu da doğru..bir sürüyü takip ediyorum.. Çobanı görünmese de..
Bıktım senin tekerlemelerinden, mazeretlerinden, savsaklamaalarından..
Bende senin çenenden!
Öyleyse hallet.. Hemen..! Kurtul benden!
Biliyorsun bu imkansız gibi bir şey..Eşek yükü kadar para gerekli.. Kolay mı?
Doktor Rahmi beye gidelim dedim ben sana.. Bir yol yöntem öğretir en azından..Heryerde tanıdığı var.. Medyada onun ismi geçiyor..her zaman, her kanalda..
Medya da mı dedin.. Dur tamam.. Buldum galiba..!
Ne buldun? Define mi..
Gülme..şaşacaksın..gidiyoruz..hemen şimdi!
Randevu aldın mı.. Öyle elini kolunu sallayarak gidemezsin! En az bir kaç hafta bekleyeceğiz.. belki de daha fazla..
Haklısın.. Ver kartını hemen arıyorum...tamam aynanın yanına koymuşum..
Alo Rahmi beyin kliniği mi.. Evet efendim randevu almamız mümkün mü acele..bir ay mı dediniz..nasıl olur! Peki peki yazın lutfen..iptal olunca beni arayacak mısınız? Çok teşekkürler..!
Gördün mü ne kadar kolaymış..! Bir işe başlamak başarmanın yarısı; bitirmenin tamamıymış..
Şimdi de sen başladın tekerlemelere..
Sosyal paylaşım sitelerine girmekten vazgeçmen mümkün mü?
Anladım kendine ait bir siten var..şiirlerini fotograflarını asıyorsun..bu sana yetmez mi?
Hele o kadınla konuşmanı hiç hazzetmiyorum..Hani şu çocuğu olan..yan yana resimini asmış sayfasına.. Sende beğenmişsin..işler tıkırında yani..O kadın çok genç değil mi?
Biliyorum her saniye beni izliyorsun..sana hesap vermek zorunda kaldığım için eziliyorum.. Özgürlüğümü kısıtlıyorsun..Kıskanıyorsun değil mi? Söyle!
Gençmiş.. Ne var yani, seviyoruz birbirimizi anladın mı.. Anlayamazsın sen, sevgiyi tadmamışsın bunca yıl! Boşuna konuşuyorum..!
İzlenmek kötü biliyorum.. Ama elimde değil.. Bunu sende biliyorsun..Onu sevdiğini de biliyorum..Sana masal okurken gözlerine baktım.. Parlıyordu.. Binbir gece masalları..Neler anlatmak istiyordu sana aceba!? Şeyriyar!
Bundan sonra senin adın Bekçi Şehriyar olsun..O da Şehrazat olmayı kafaya koymuş baksana!! Her halinden belli.. Kumrular gibisiniz.. Maşallah!!
Dalganı geç bakalım..Senden kurtulur kurtulmaz ona koşacağım..Uçacağımmmm!
Uçağa binmekten korktuğunu biliyorum Vencouver'e..Kanada'yadek nasıl uçacaksın en az 12 saat..!? Hem nereden bulacaksın o kadar parayı..banka mı soyacaksın!?Hem kaç kelime ingilizce biliyorsun..!? Orada yaşayabilecek misin.. Ne zamanadek vize alabilirsin!? Tuvalet bekçiliği yaparsın belki orada!
Sen paradan bahset bana.. Bulunca göreceksin.. Heryerde yaşarım ben! Hele sevdiğimle..!
Kenefte temizlerim.. Limonda satarım..Hem limon satmak için dile ne gerek! Dedem Anadoluya sürgüne geldiğinde kaç kelime türkçe biliyordu sanıyorsun!
Sen o kadını yakından tanıyor musun? Evlimidir ayrılmış mıdır.. Çocuğu var mıdır..işi gücü.. Sordun mu bunları..Sormadın! Bir kaç gün çet yapmakla nasıl anladın?
Sormak, sorgulamak adetim değil.. Anlatırsa dinlerim..Önce sevgi.. Sonrası gelir..
Güven.. Saygı vs.. tekerlemelerin..Parasız olmadığını, olamayacağını biliyorsun bal gibi!
Samanlık seyran olalı çook oldu! Boşver sen bu palavraları.. Yemezler!
Bir başkasını unutmak için seni sevmişse..yaraya tuz basmak gibi mesela! Ya o adam aniden karşınıza çıkarsa bir gün..Çocuğun babası mesela! Veya senden bıkınca ona dönerse.. O zaman halin nice olur!?
Bana karşı oldukca insafsızsın.. Beni benden daha iyi anladığını düşünüyorsun..Bunu anlarım..ama aramıza girmeğe kalkma..!
Sormadım dedim ben sana..zamanı gelince anlatmasını bekleyeceğim.. Bir kaç ip ucu veren şiirlerini postaladı bana..Ne zamanadek bilemem..ama bekleyeceğim..ben herşeyimi açtım ona..beni olduğum gibi kabul edeceğini söyledi.. inanıyorum ona.. Sevgi inanarak kökleşir yüreğinde insanın..
Senin yüreğin yok ki..sadece beynin var!
Ya senin..!?
Ben yüreğimle düşünmeyi öğrendim..Belki çoğu kadınlar benim gibi olmayabilir..mesela o kadın! Seni satın almak da isteye bilir mi?
Neyimi satın alacakmış.. ipsizin sapsızın tekiyim!
Kapa çeneni..internetten çağrı göndermiş..konuşma saatimiz geldi..Konuşmaya doyamıyorum..İzlemeyi de bırak.. Uyu şimdi..!
Senden kopuncayadek tilki uykusuna yatacağım bil bunu!
Sen bilirsin..! Yeterki sus.. Aklım karışıyor..ikinize laf yetiştirmekten ..
Sustum!

.................

Martta yakınlaştık seninle..Bugün 27 Mayıs sevgili, yarım asır olmuş askerler sivil otoriteyi ele geçirileli..Şimdi de siviller rövanşını alıyor bu kısır döngünün..O zaman sen henüz doğmamıştın.. Ben ise çocuktum..sakalım bıyığım henüz terlemişti..Tahteravelli gibi.. Hiçbir şey değişmedi..oyun aynı.. Yazanlar aynı..Oyuncular maskelerini değiştirdi..Zaman daha da "kekeleşmekte"
Bari sen kekeleşme konuş..anlat bana kendini..seni tanımak istiyorum, senin kendini tanıtacağın kadarını bilmem yeterli ise eğer. Bu seni rahatlatıyorsa..
Bu gün 27 Mayıs sevgili..sana şiirler yazsam az..anlatamam sevdiğimi..kelimelerim kısır kalır..anlatamam menekşe gülüşlerinden uçuşan kelebekleri.. "Kelebek etkisi" derdin sen hep..işte öylesine..uzağım yakınlığım oldu..yalnızlığım çoğulluğum oldu seninle..
Oralaradek gelir miyim; nasıl gelirim bilmiyorum..
Buralaradek uçar mısın.. Nasıl kanatlanırsın.. Onu da bilmiyorum..
Ama, bu evren var oldukca biz ikimiz biryerde buluştuk; orada yaşamayı sürdüreceğiz..
Sesimiz kaybolmayacak..sarı yıldzdan akacak dünyamıza her mevsim..gül kurusu dudaklara konacak..
Soluğumuzun sıcaklığı yok olmayacak; ona, onu veren enerji varoldukca...
Kısa zamanda herşey yoluna girecek..umut etmek istiyorum..
Anlatılarını bekliyorum.. Gecikme..geç olmasın..
Yakında Rahmi bey adında bir doktorla görüşeceğiz..
Sana anlatacaklarım var..hep..
Seni sevdiğimi unutma..Hep....
Hiç...
....................

Buyrun şöyle oturun.. Istediğiniz gibi.. Kendinizi rahat hissedin önce.. Size fazla soru sormayacağım.. Kendinizi anlatmanızı istiyorum.. Anımsayabidiğiniz kadar gerilere gidin lutfen.. Anlatın.. Sesinizi kaydediyorum izninizle..Umarım bir mahzuru yoktur..Paltonuzu çıkarın.. isterseniz sırt üstü uzanın şu sedire..
Ne paltomu çıkarmak, nede sırtüstü yatmak istiyorum.. Böyle rahatım..
Kendimi bildim bileli beni gölge gibi takip ediyor..Ondan ayrılmak istiyorum.. Olmuyor..
Nasıl yardım edersiniz bilemiyorum.. Yoruldum sıkıldım..bıktım..Kendimi okumaya verdim..maaşımın yarısını kitaba ayırıyordum..şimdi de internetten çıkamıyorum.takıldım kaldım...
Ha.. Kim!? Hımm.. Anladım efendim.. Devam edin..
Her an arkanızdan birisinin sizi takip ettiği hissini düşünün.. His değil bu gerçeğini düşünün bir de.. Ensemde iki göz kocaman..Evlendim.. Rahat yüzü görmedim.. Ayrıldım.. Şimdi bir kadınla konuşuyorum çok uzakta.. Beni seviyor bende onu..Ama, bu bana engel oluyor..Ondan kurtulmak istiyorum.. Yardımınıza ihtiyacım var.. Hemde çok..!
GATA da tanıdığım uzman arkadaşım var.. Bu belki size pahallıya malolabilir.. Ama denemeye değer..Sizi sakinleştirmek için bir ilaç yazacağım..O konuşup sizi rahatsız edince kullanırsınız.. Günde dört taneden fazla almayın..Referans mektubunu sekreterimden alabilirsiniz..İyi günler diliyorum.. Geçmiş olsun!
Bu şekilde ayrılmanın psikolojik sorunlar yaratması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bana ne kadara mal olabilir..? Malum mahalle bekçiliğinden emekliyim..üç beş kuruşum var yastık altında..
Meraklanmayın hallederiz..Sekreterim size randevu verecek efendim.. GATA dan sonra tekrar görüşeceğiz mutlaka.. Emin olun! Tekrar iyi günler..sorun olursa beni cep telefonumdan da arayabilirsiniz..size her konuda yardımcı olacağım.. Merak etmeyin!
Teşekkürler.. Size de iyi günler..!

.................

Alo Şerfettin beyi bağlayın lutfen..Merhaba dostum GATA da havalar nasıl? Çok güzel..
Sana bir hastamı gönderiyorum.. Bekir Karakedi..Bugünedek rastlamadığım bir vak'a..nasıl anlatsam..bilemiyorum.. Sana yazdım elektronik postadan alırsın biraz sonra..Ama, tam piyangoluk.. ikimiz içinde..Medyayı bana bırak..Bütün kanallara haber edeceğim.. Yeterki bülbülü konuştursunlar...Tabii Sağlık bakanını da sen ayarla..Bomba gibi bir haber! Oskarlıksın sen azizim..Bu iş bitsin, seninle bir Paris yaparız..Öptüm dostum.. Leylayı da öp benim için..

.................

Rahmi bey GATA'ya havale etti..Profesör Şerafettin beye.. Neden anlamadım.. Ama, önce orayı gör dedi..aniden neşelendi..güldü..kavrayamadım.. Bu ilacı da sakinleşmem için verdi..Kapıdan çıkarken sekreteri resmimi çekti..kavrayamadım neden? Tebessüm de temeyi ihmat etmedi şıllık! Kamburuma taktılar.. neyse..
Gördün mü ne kadar kolaymış..senelerdir ihmal ettin.. Alladın pulladın salladın...
İlacı bırak içme.. Alışkanlık yapabilir..Şimdi ne yapacaksın..?
Bugün yarın GATA dan ararlar..oraya gideceğiz..
Yaşasın! Kurtulacağım artık senden..! Sen hazır mısın? Güveniyor musun Şerafettin beye? Hemen aramazlar..bekleyeceğiz..
Beklemek.. Beklemek..ölümü beklemek en kolay olanı..ne zaman nerede bilinmiyor..hoşgeldi sefalar götürdü..
Yaşamak varken ölümü anmak..çağırmak kapıya ezraili..daha çok erken..belki benim için..yarıda kalanlar için..yarımlıklardan sarkan şakaikler için..senin içinde geç değil..
Ben hep geç kaldım.geciktim, yetişemedim zamana..hızına erişemedim, ayak uyduramadım. Nal topladım hep..hiçliğe kavuşmak için..
............
Alo Şerafettin bey.. Tamam anladım.. Hemen çıkıyoruz çantam hazır..üçüncü katta buluşuruz..Medya mı dediniz.. Anlayamadım.. Peki..ben hazırım..siz uçak biletimi aldınız mı..tamam anladım..görüşmek üzere..
Ne uçağı.. Ne bileti.. Ne dolaplar çeviriyorsun söylesene.. Nereye uçuyorsun..ne planların var..anlat bana..nolur..
Meraklanma.. Anlatacağım..önce hastaneye gitmemiz gerek.. Bizi bekliyorlar..
Saklama, anlıyorum..hissediyorum.. Benden kurtulur kurtulmaz o kadına uçacaksın.. Kanada ya..Yolun açık olsun..seni tutan kim..!? Neden dolanıyorsun odanın içimde..neden duvardaki resmi indirdin..şaşkın ördek gibisin..Korkuyor musun hastaneden? Hadi söyle..!
Senelerim geçti bu evde.. Acı tatlı tüm anılar sinmiş duvarlara..annem ve babamın resmini aldım sadece..bir kat iç çamaşır..pijamalarım..terliğim..okuma gözlüğüm..radyom..o kadar..
Bilgisayarı kapatmayı unutma.. Sevgiline mesaj yolladın mı? Merak eder seni.. Biliyorsun seviyor.. Seni senden fazla..!!! Buzdolabını da kapat..bozuk biliyorsun su akıtıyor!
Dün gece yazdım kısaca.. Meraklanmasın deye..Blog sayfamı da yeniledim..hadi çıkıyoruz..eyvallah
Kaplumbağa gibisin..seviyorum bu halini..telaşlanman bile yavaş..ağır ağır ayrılmaların..acelesiz..geriye bakmıyor gibisin ama, aklın hep geçmişe takılı..Yılgın değilsin.. Nede yalıtılmış..yalın..salına salına gidişin bile umarsız..beklentisiz..ama belkemikli duruşun..
Sus artık.. Üzüyorsun beni..bu sokaklar..adımlarım kalacak geride yürünmemiş köşelerde..sokağın çocuklarının sancısı sinmiş parkelerde..sıvasız evlerin isli bacalarından tüteceğim bir gece vakti gene..savulun bekçi Bekir geliyor..!

..............

Neredeyiz? Söylesene Bekir! Kocaman bir fanusun içindeyiz sanki..seni yüzükoyun yatırmışlar..tepedeki adamlar- kadınlar da kim.. ? Kameralar..flaşlar..karşıdaki televizyon ekranında senin görüntün.. Üzerine tişört giydirmişler.. Başkan Adayımız..oklar.. Ve sen gülüyorsun.. Seçimlere aday mı kaydettiler seni..Başkan babamız Bekçi Bekir.. Slogana bak sen.. Bekir Bekir  uyumanın sırası mı şimdi..Karakedim uyan!
A aa.. Dünya televizyonları seni gösteriyor.. Papa Hazretleri de Bekçi Bekir' in ayrılmasına karşıymış.. Sadece Washington kerhen destekliyormuş senin Başkan adaylığını..Seçim afişleri.. Hep senin resmin muhalefetten mişsin.. "Müzmin Muhalif Bekçi Bekir" sloganına bak.. Beğendim.!. Göbeğin çok büyük çıkmış afişte..Bütün gece bilgisayarın karşısında oturursan böyle olur..Karakedim uyan!
Borsalar da senden bahsediyor baksana.. Tüm kumarhaneler,at yarışları durmuş senin ayrılman üzerine bahse girmiş milyonlar.. Asrın Olayı imişsin.. mişiz.. Benim haberim yok.. Uyan Karakedim.. Uyan.. Sırasımı sızmanın şimdi.. Ne içirdiler sana..!? Kolundaki iğne ne.. Serum veriyorlar sana..Çevremizdeki maskeli adamlar, kadınlar ne yapıyorlar öyle..?
Uyannn!
Sus bre kadın.. Kaç gecedir uyuyamıyordum sızmışım.. Yaptıkları iğnenin etkisi olmalı.. Ne güzel rüya görmeğe bile başlamıştım..sisler içinde..bembeyaz..
Oh içim rahatladı.. Konuş..Nolur anlat ne oluyor bize..!? Susacağım.. Sen, konuş demeden bir kelime bile etmeyeğim söz.. Yeterki anlat.. Merakımı gider..Bekir!
Önce Bekir Bekir deyip durma bu isimden öylesine bıktım ki..Sanki bekçi köpeğini çağrıştırıyor..Senden başlayayım.. Sen hep vardın benimle..senin adın "Hep" olsun ..tamam mı..? Ben hiçliklerde dolaştım, kendimi aradım ömrümce.. Benimkisi de "Hiç" olsun..
Hep'le Hiç in öyküsü bu..yarımlıklardan arta kalan..Senelerdir bu sır, ur gibi yapıştı sırtıma.. Kemirdi beni..anlatsaydım sağaltacaktım acılarımın en köklüsünü..suya atacaktım..asi bir nehre bırakacaktım..unutacaktım..anlatamazdım sana bunu..demek ki şimdi imiş sırası..
Yedinci kız çocuğunun doğduğu soğuk bir Cuma sabahı kambur müezzin Feyzullah efendi dalgın ve üzgün Yeni Camiye gidiyormuş..Kapının önünde kundağa sarılı bir erkek bebek bulmuş..göbeği dişle kesilmiş..Kundağın içinde anne ve babamızın resmi varmış..
"Bu bebek bana yüce Allahın lütfu" deye bağrına basmış..Süt anam önce kabul etmemiş emzirmeyi süt kardeşim Ayşe ile, sonra boyun eğmiş Feyzullah efendiye..Sen yavaş yavaş büyümeğe başlamıştın..Babalık farkına varınca..utanmayayım deye okula bile göndermemiş.. Hafız yapacakmış beni.."Okuyupta alim mi olacak mışım-mışız" Askere bile almadılar..babalık öğretti okuyup yazmayı..kitap kurdu oldum sonra da..Gece bekçiliğinden başka iş bulamadım.. Koca gocuğuma sarılıp yollara düşüyordum.. Sokak sokak..Sen büyüyordun..sessiz çığlıklarını duyuyordum..sadece evde ben yalnızken konuşuyordun benimle..seninle iyi anlaşıyorduk.. Ta ki sütkardeşim Ayşe' ile başgöz edilenedek..Onu hiç sevmedin..sevmen de gerekmiyordu..onunla senin aranda kaldım...
"Iki arada bir derede nasıl kalınırmış" çok iyi bilirim..
Babalık çok değerli bir insandı.. Vicdan sahibiydi..O ölünce, Ayşe den ayrıldım..
Sonrasını biliyorsun..!
Senin de sevmek sevilmek elbetteki hakkındı.. Ayrılmayı sen istedin..ben planladım.. Ama, böyle gürültü koparacaklarını tahmin etmemiştim..Medyayla yatan sersem tavuk gibi kalkıyor tüyleri yolunmuş..Mecburdum.. Böylesi bir ameliyat için.. Kanada ya uçabilmek için paraya ihtiyacım vardı biliyorsun!
Reklam şirketlerinin eline düşmenin ne demek olduğunu öğrendim.. Ama, artık geç..
Papa bizim ayrılmamızı istemiyormuş..! Tuhaf değil mi.. Muhalefet partisi de Başkan adaylığı listesinin başına geçirmiş bekçi Bekiri.."Müzmin Huhalif Bekçi Bekir" sloganı tutar mı bilmem ama..Dünya beni.. Yani bizi konuşuyormuş..günlerdir..
İzleme rekoru kırmışız.. Diziler havada kalmış..Savaşan askerler bile.. Üç günlüğüne bizi izlemek için silahlarını susturmuş.. En çok bu haberi beğendim..!
Hep..birazdan uyutacaklar sanırım..çok derin bir uykuya dalacağız..Umarım gözlerimiz açtığımızda ikimiz..!

Evet.. ikimiz bir daha birlikte olamayacağız..nolur biraz bende konuşayım..mı!?
Seni kıskandım..Ayşe den.. Kanadalı o kadından.. Ama herkesten.. Bunu farkediyordun..farketmemen imkansızdı..ben kalbimle görüyor.. Düşünüyor sesleniyordum sana..sen beynin ve mantığınla..
Kardeşimdin..! Tanıdığım, tenini, kokusunu hissettiğim tek erkek sendin!
Ayşe ile sevişirken ben ne hale geliyordum tahmin edebiliyor musun?
Eziliyordum.. Ufalanıyordum..sıfırlanıyordum! Onun eli senin yüzünde.. Vücudunda gezinirken.. Saçları.. O mavi gözleri..! Beni çılgına çeviriyordu!
Sen sırtını çevirip yatarken..o beni okşuyordu! Seviyordu!
Ben de ondan hoşlanıyordum..ellerim erişemiyordu..dudaklarım..yoktu..sesim kesilmişti..sadece yüreğim delice çarpıyordu!
Artık söyelemenin vakti geldi geçti belkide..
Sen, beni Ayşe'den kıskanıyordun! Onun bana olan sevgisini sezmiştin..
Ondan ayrılmanın gerçek sebebi de buydu!
Sen beni seviyordun!
Ben onun için senden ayrılmak istedim..
Ölünceyedek bir kambur.. Bir kene gibi sırtına yapışmaktan bıktım..
Anlıyor musun bıktım...!
Ben sadece bir erkek tanıdım.. O da sendin! Seni sevdim!

Sus sus artık konuşma..!
Azap veriyorsun! Beynim ufalanıyor.. Gözlerim kararıyor..kulaklarım çınlıyor...narkoz verdiler galiba..heryer bembeyaz.. Bir tunel var önümüzde..ben ve sen uçuyoruz..beyaz kelebekler gibi..
Hep.. Hep.. Yakala elimi...

Hiç..artık hiç ayrılmayacağız...!
Hiç...
....................

Haber merkezi:
Tüm dünyanın merak ve heyecanla izlediği üç gün üç gece süren başarılı operasyon neticesinde Veba Mahallesine kayıtlı Bekir Karakedi ikiye ayrılmıştır..Bekir Karakediye yapma kalp takılmıştır! Prof Dr Rahmi bey ve ekibinin konrolünde her türlü tıbbi müdahele yapılmasına rağmen yaşatılamamıştır..Prof Rahmi bey ikizinin kalbini takmamıza Bekir bey izin verseydi yaşatabilecektik..diye beyanatta bulunmuştur..
Her türlü gerekli bedensel araçlar takılan ikiz kardeşi bir tek cümle konuşabilmiştir..
" Edi bese" deye seslenen bu ikiz kardeşe allahtan rahmetler diliyoruz...

Bu "Hilkat Garibesi" siyamlı-ikizlerin kadavrası başta Paris, Londra, New York, Berlin ve Tokyo olmak üzere dünyanın sayılı müzelerinde sergilenecektir!
Bu gösterilerden elde edilecek gelirden bir miktar Veba mahallesinin ortasına bir KaraKedi büstü yapılmasına harcanacaktır..
"Buradan bir karakedi geçti".. Adlı Kedi büstünün yapım çalışmasına heykeltraş Mim Kemal tarafından başlanılmıştır!
Duyurulur!
...................
Yeşilbahçe Havalimanından duyurulur.. Sayın yolcularımız Kanada Vencouver'e uçacak Boing 736-2  uçağımız iki nolu girişte yolcularını içeriye almaktadır..Sayın Bekir Karakedi..lütfen acele uçaktaki yerinizi alınız.. Bu son anonsumuzdur..
Sayın Bekir Karekedi..
Hep geç mi kalırsınız
Hiç uçağa binmediniz mi!
..................
Alo.. Karakedim.. Nolur ses ver!
Bir haftadır yoksun ortalıkta..meraktan çatlayacağım..İnternete de girmemişsin.. Ne blogların tazelenmiş.. Nede sosyal paylaşım sitelerinde beğenilerin var!
Hasta mısın gene.. Üşüttün mü!?
Uçağı mı kaçırdın.. Bilmiyorum.. Sana neler oluyor böyle..
Dengesiz adamın tekisin! Kızıyorum sana..
Televizyonda bir haber programı izledim..adam tıpkı sana benziyordu!
"Hilkat garibesi" imiş..
Ne olacak şimdi! ?
"Ya hep yada hiç" der dururdun bana!
Hiç!


Volkan Kemal
16 Ocak 2013 Salı 19.23